Kutsal Kitabımızla Tanıştınız Mı?

İmanın, şartlarından biri olan inandığımız ama sadece inanmakla kaldığımız kutsal kitabımız yüce Kur’an-ı Kerim. Aslında insanın ve kâinatın kullanma kılavuzu olan fakat, müslümanların hiç merak etmediği, 60 yıl okuyup, anlamını bilmediği Kur’an-ı Kerim’den hiçbir iz taşımayan hayatlarımız var mâalesef. Kimimiz mezar taşına okurken, kimimiz düğününde bir ispat çabasıyla okutuyor ne yazık ki… Böyle devam edersek, gelecek nesillere, Kuran’ı bir rehber olarak değil, korkarız ki bir âdet ya da gelenek olarak bırakacağız. O halde Kuran’ı bilinçli, düşünen ve uygulayan bireyler olup topluma yön vermeliyiz.

 

Her birey, önce kendi çevresinden başlayıp, bu kötü gidişi bertaraf etmeli. Eşler birbirlerine, anneler çocuklarına, arkadaş ve komşularımıza ve inşallah bütün din kardeşlerimize okuduğunu anlayan, hayatına uygulayan neyi niye yaptığının farkında olan güçlü, doğru, hakkı ve hakikati gözeten müslümanlarla, İslam’ın hakim olduğu bir dünyada yaşarız.

Peki neler yapmalıyız?

Öncelikle, anne ve babaların bu zamanın her türlü imkanın olupta huzurun ve hakikatin olmadığı, bazı materyal ve İslam düşmanlarının kendilerini rol model gösterdiği platformlardan, çocuklarımızı Kur’an-ı Kerim’le haşır neşir ederek koruma altına almalıyız. Hanımların doğru bir tesettürle ayetleri başlarının üstünde taşıyarak örnek olmasıyla, beylerin kendileri için uygun olmayan ortamlara girmeyerek nefislerini korumak için uzaklaşmasıyla, Allah’ın emir ve yasaklarını gözetmesiyle, mallarını helalden kazanarak çevresine, aile ve çocuklarına iyi bir örnek olmasıyla, gözümüzü, dilimizi ve sevdiklerimizi Kuran’a bulaştırarak, Hakkı ve hakikati görebiliriz.

(Bu Kur’an) Ayetlerini iyiden iyiye düşünüp tefekkür etsinler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz Mübarek bir kitaptır. (Sad, 29.Ayet)

Anlayan, düşünen, zamana uymayıp, zamanını Kuran’a uydurarak bir hayat geçirmeniz dileğiyle…