Meleklerin İstiğfar Ettiği Kimseler

Melekler Kimler İçin İstiğfar Edecek?

Meleklerin Kendilerine İstiğfarda Bulundukları Kimseler

Hamd, yalnızca Allah’adır. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in, âile halkının ve ashâbının üzerine olsun.

Meleklerin, Allah Teâlâ’ya kendileri için istiğfarda bulunduğu kimseler pek çoktur.

Bunlardan bazıları şunlardır:

Abdestli olarak geceleyen kimse, uyanıncaya kadar bir melek onun yanında Allah Teâlâ’nın onu bağışlaması için yalvarır:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Her kim,abdestli olarak uyursa,bir melek de onun yanında bekler ve o uyanıncaya kadar melek onun için şöyle duâ eder:
– Allahım! Falanca kulunu bağışla! Çünkü o, abdestli olarak uyudu.” (Taberânî “el-Evsat’ ve İbn-i Hıbbân ‘sahihinde’ rivâyet etmişlerdir. Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Melekler, farz namazı kıldıktan sonra ikinci farz namazı kılmak için mescitte bekleyen kimseyi Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Kul, farz namazı kıldıktan sonra aynı yerde ikinci farz namazı kılmak için beklediği sürece ve namaz kıldığı yerden ayrılmadıkça veya abdestini bozmadıkça, namazda sayılır ve melekler onun için şöyle duâ ederler:
– Allahım! Ona mağfiret eyle. Allahım! Ona merhamet eyle.” (Müslim)

Başka bir rivâyette ise şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz, namaz kıldığı yerde bekleyip abdestini bozmadıkça melekler ona salatta bulunur ve onun için şöyle duâ ederler:
– Allahım! Ona mağfiret eyle. Allahım! Ona merhamet eyle.” (Buhârî)

Melekler, farz namazları ilk safta kılanları Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Allah ve melekleri, birinci safta namaz kılanlara salâtta bulunurlar. Müezzin ise sesinin ulaştığı yere kadar günahları bağışlanır. Onu işiten yaş ve kuru ne varsa, kıyâmet günü onun lehine şâhitlik ederler. Müezzine, kendisiyle beraber namaz kılanların ecrinin bir benzeri kadar ecir verilir.” (Nesâî rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Melekler, farz namazları birinci ve ikinci safta kılanlar için Allah Teâlâ’nın onları bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Allah ve melekleri, birinci safta namaz kılanlara salâtta bulunsun.
Sahâbe:
– Ey Allah’ın elçisi!İkinci safta kılanlara da duâ et, dediler.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Allah ve melekleri, birinci safta namaz kılanlara salâtta bulunsun, buyurdu.
Sahâbe:
– Ey Allah’ın elçisi! İkinci safta kılanlara da duâ et, dediler.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
-Allah ve melekleri, ikinci safta namaz kılanlara da salâtta bulunsun, buyurdu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:
– Saflarınızı düzeltin. (Namaz kılanın omuzu, yanındakinin omuzunun hizasında olacak şekilde) omuzlarınızı birbirinizin hizasına getirin. (Safları düzeltmek için ön veya arka safa çekerken) kardeşlerinizin ellerini yumuşak bir şekilde tutup çekin. Saflar arasındaki boşlukları doldurun. Çünkü şeytan, sizin aranıza koyun yavrularının (sürünün arasına girdiği) gibi girer.” (Ebû Dâvûd rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Başka bir rivâyette ise şöyle buyurmuştur:

“Allah ve melekleri, namazı ön saflarda kılan kimselere salâtta bulunurlar.”( Nesâî rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Melekler, namazı safların sağında kılan kimseleri, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Allah ve melekleri, namazı safların sağında kılan kimselere salâtta bulunurlar.”(Ebû Dâvûd rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, hasendir’ demiştir.)

Melekler, namazda safları dolduran ve saflar arasında boşluk bırakmayan kimseleri, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Allah ve melekleri, namazda öndeki safları dolduran ve saflar arasında boşluk bırakmayan kimselere salâtta bulunurlar. Her kim,namazda bir boşluğu doldurursa, o davranışından dolayı Allah da onun cennetteki makamını bir derece yükseltir.”(İbn-i Mâce rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Namazda âmîn diyen kimsenin âmîn demesi ile meleklerin âmîn demesi aynı ana denk gelirse, geçmiş küçük günahları bağışlanır.

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz, namazda âmîn der ve gökteki melekler de âmîn der de biri diğerine mutabık olursa (her ikisi de aynı ana denk gelirse), geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhârî ve Müslim)

Melekler, sabah ve ikindi namazını cemaatle kılan kimseyi, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Her kim, sabah namazını kıldıktan sonra bulunduğu yerde oturup oradan ayrılmazsa, melekler ona salâtta bulunur. Onların salâtı şöyledir:
– Allahım! Ona mağfiret et! Allahım! Ona merhamet et!
Her kim de namazını kıldıktan sonra ikinci bir farz namazı beklerse,melekler ona salâtta bulunur. Onların salâtı şöyledir:
– Allahım! Ona mağfiret et!Allahım! Ona merhamet et!” ( İbn-i Mâce rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Başka bir rivâyette ise şöyle buyurmuştur:

“Gece ve gündüz melekleri, sabah ve ikindi namazlarında biraraya gelirler.Gündüz melekleri Allah’ın huzuruna çıktıklarında, Allah -azze ve celle- onlara:
– Nereden geldiniz? diye sorar.
Melekler:
– Yanlarına gittiğimizde namaz kılarken, senin huzuruna geldiğimizde de onları namaz kılarken bulduğumuz kullarının yanından geldik, derler.
Gece melekleri Allah’ın huzuruna çıktıklarında, Allah -azze ve celle- onlara:
– Nereden geldiniz? diye sorar.
Melekler:
– Yanlarına gittiğimizde namaz kılarken, senin huzuruna geldiğimizde de onları namaz kılarken bulduğumuz kullarının yanından geldik, derler. Ardından şöyle derler:
– Allahım! Dîn gününde onlara mağfiret eyle!” (Ahmed rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Melekler, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘e salâtta bulunan kimseyi, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Her kim, bana bir salâtta bulunursa, bana salâtta bulunduğu sürece melekler de o kimseye salâtta bulunur.O halde kul, ister bunu az yapsın, isterse çokça yapsın.” (Ahmed rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, hasendir’ demiştir.)

Melekler, gıyabında müslüman kardeşi için duâ eden kimseyi, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarırlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Müslümanın, gıyabında müslüman kardeşi için yaptığı duâ, icâbet olunan duâdır. Duâ edenin başucunda görevli bir melek bulunur ve o, müslüman kardeşi için hayırlı duâda bulundukça, onunla görevli olan:
– Âmin, Allah da sana onun bir benzerini versin, diye duâ eder.”Müslim

Melekler, malını hayır yolunda harcayan kimseye, duâda bulunur:

“Kulların sabahladığı hergün gökten iki melek iner.Onlardan birisi şöyle duâ eder:
– Allahım! Malını sana itaatte harcayan kimseye, harcadığı malının yerine daha hayırlısını ver.
Diğer melek ise şöyle duâ eder:
– Allahım! Malını sana itaatte harcamayıp cimrilik eden kimsenin malını zâil eyle (yok et).” (Buhârî ve Müslim)

Sahur yemeği yiyen kimseye, Allah Teâlâ ve melekleri salâtta bulunur:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Sahur yemeği, bereketli yemektir. Bu sebeple onu bırakmayın. Sizden biriniz, bir yudum su bile olsa, onu içsin. Çünkü Allah Teâlâ ve melekleri, sahur yemeği yiyenlere salâtta bulunurlar.” (Ahmed rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, hasendir’ demiştir.)

Gökte ve yerde bulunan melekler, ilim öğrenen kimseyi, Allah Teâlâ’nın bağışlaması için yalvarır:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Her kim, dînî ilim öğrenmek için (uzak veya yakın) bir yola girerse (o yola koyulursa), Allah Teâlâ (o ilim sebebiyle) cennete giden yolu ona kolaylaştırır. Şüphesiz ki melekler, yaptıklarına râzı oldukları için ilim öğrenen kimseye rahmet kanatlarını gererler (meclislerinde hazır bulunurlar). Gökte ve yerde ne varsa, hatta denizdeki balıklar bile, Allah Teâlâ’nın onu bağışlaması için yalvarırlar. Şüphesiz ki âlimin, ibâdet edene (âbid’e) olan üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Peygamberlerin vârisleri, âlimlerin tâ kendileridir. Peygamberler, ne bir dînar, ne bir dirhem miras bırakmışlardır. Onlar, miras olarak  ancak ilim bırakmışlardır. Her kim, ondan (o peygamberlik mirası olan ilimden) pay alırsa, tam pay almış olur.” (Tirmizî, Ebû Dâvûd ve İbn-i Mâce rivâyet rivâyet etmişler, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)

Allah Teâlâ ve melekleri, insanlara iyi şeyleri öğreten kimseye salâtta bulunurlar:

Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ki Allah Teâlâ, melekleri, göklerde ve yerlerde bulunanların hepsi, hatta deliğindeki karınca ve denizdeki balık bile, insanlara iyi şeyleri öğreten kimseye salâtta bulunurlar.” (Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de “hadis, sahihtir’ demiştir.)


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir